TRT Sanatçısı Nihat Kaya ile Söyleşi

Nuri Özmut : Nihat Kaya Bey İzmir'e Dair Tv ve Gazete Adına bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. 

Nihat Kaya: Ben teşekkür ederim. 

Nuri Özmut : Bize kendinizden ve yaşam öykünüzden bahsedermisiniz. 

Nihat Kaya : Manisa ili Soma ilçesinin Sarıkaya Köyünde 01.01.1946 yılında  doğmuşum. 5  yaşlarında iken köyümüze radyoyu ilk getiren babam olmuş ve geleneksel müziğimizin beni büyüleyen ezgilerini Aşık Veysel' in Ruhi Su'nun seslerini ilk bu radyodan dinlemeye başlamıştım.

 7 Yaşıma gelince köyümüzde ilkokul olmadığından o zamanki adı  G.L.İ. (Garp Linyitleri İşletmesi) olan ve ilkokulu bulunan madencilerin yerleşim yeri yakınındaki arazilerimizin bulunduğu yaylaya taşınıp bir ev yapmıştık. Bizden  sonra amcam da buraya gelip bir ev yapmıştı. Ben bu arada ağız mızıkası ve kaval ile oyalanıyor,  yakındaki işletilmeyen kömür madeninin çinko alaşımlı  metalden yapılmış tumbalı vagonlarını davul gibi çalarak kendi çapımda müzik yapıyordum. Orada 4. sınıfa kadar okuduktan sonra Soma'ya yerleştik ve ilkokulu burada bitirdim. Ortaokula başladığım sırada bir gün  bahsettiğim bu  yaylaya gittiğimizde amcamın evinde duvarda asılı bir bağlama gördüm.Onu o sırada askerliğini yapan amcaoğlu  bırakip gitmiş. Halbuki  onun da  amcamın da saz çaldığını hiç görmemiştim.Başlangıç bu sazla oldu. Soma'da çarşı  içinde sazı sözü seven Sami Ergül'ün kahvehanesi sazçalanların  buluştuğu mekan haline geldi. Kahveci  Sami Abinin o zaman darbuka  çalan iki  küçük oğlu da bize eşlik ederlerdi. Şimdi onlar avukat.

Sazı o zaman üç arkadaş  Necdet, Mahir Ün, Mustafa Yazıçıoğulları  (birbirine bağlı 26 ezgiden oluşan "Soma  Barana Havaları"nı detleyenlerden ve  "Tepsiler, Nergileler Elimizde" türkülerini ve ben ortaklaşa kullanarak çalmayı öğrendik. Yaşça bizden biraz büyük olan ve saz çalmayı bilen Cemali Kopuk (1966 da kendisinden 101-çalgısal :412-430-432-434-662-ve annesi  Hafi-ze  Kopuk'dan; 232-241-4669 repertuvar nolu ezgileri derlemiştim.) Yusuf Özgüç ve Mehmet Soral adında üç arkadaş  daha vardı. Bana "Tiren gelir hoş gelir" türküsüyle  saz çalmayı başlatan Mehmet  Soral ilk hocam olmuştur. Nur içinde yatsın. Biz o zamanlarda  onların eline baka baka saz  çalmayı geliştirdik. Tabiki  benim için en öğretici  olanı radyoda yayınlanan THM programlarını soluksuz dinlemek olmuştur. 

Muzaffer Sarısözen yönetimindeki  "Yurttan Sesler Programı"nın  yanı sıra Nida Tüfekçi ve Talip  Özkan' ın solo  programlarını dinlemek en büyük tutkumdu. Hep onlar gibi çalmaya özenmişimdir. Bir süre sonra bir  derneğimiz olunca çalışmalarımızı o dernekte devam ettirdik. Ortaokulu bitirdikten sonra o tarihlerde Soma' da lise olmadığı için önce Balıkesir' de ikinci yarıyılda Manisa' da liseye devam ettim. Elden ele gezen  ilk sazım kaybolmuştu. Manisa'da harçlıklarımı biriktirip müzik aletleri dükkanından 125 liraya Agop Usta yapımı bir saz aldım.Fakat ailem saz çalmaktan derslerime çalışamayacağım kaygısı taşımaktaydı.Bu nedenle sazı elden çıkardık ve bu arada da İzmir'e taşındık.Akşam Ticaret Lisesinde  okumaktaydım. Sazsız duramıyordum. İki litrelik zeytinyağı teknesine bir sap takarak  burgu yerine de  iki çivi takarak bir saz  yaptım. Bunu gören babam saz çalmama izin vererek bir saz flama da artık engel olmadı..Okulda bir halk müziği  topluluğu oluşturmuştuk. Necdet, Mahir Ünal da saz  arkadaşlarımızdan biriydi. Müzik çalışmalarımız böyle devam devam ederken son sınıfa geldiğimizde Necdet, TRT kurumununun bir sınav  açacağı ile  ilgili anonsunu duymuş, sınava girmek konusunda beni de ikna etti. "Yetiştirilmek üzere  stajyer sanatçı alınacaktır.) şeklindeki 1966 yılında yapılan bu sınava  biz de girdik. Sınavlar bittikten  sonra bir  yıldan fazla bir zaman geçti. Bu sıralarda  Talip Özkan İstanbul Radyosundan ayrılıp İzmir'de göreve devam etmeye başlamıştı.Onunla tanışmak ufkumuzu hayli genişletmişti.

Nihayet konservatuvar eğitimine denk müzik icra ve nazariyet dersleri başladı.1966 yılında İzmir'de bu sınavı kazananlar; Saz: Nihat Kaya- Necdet  Kazım Alkar, Arınç Emnalar- Kemal Kırmızı Serpil Demirler (Kaya) ,Meryem Eğin (Ün), Ayhan Zorer (Kaftancıoğlu), Ayten Emnalar, Ahmet Günday, Özcan Özger Mevlüt, Dede olmak üzere 12 stajyer sanatçı idik. Kurum dışından olanlarla birlikte Mustafa Hoşsu, Talip Özkan, Hamit Çine hocalarımız idi. 

Bu sıralarda Buca Eğitim Fakültesinde oluşturulan THM korosunu çalıştırıyorum. Toplulukta saz çalan arkadaşlarımdan biri Necdet Mahir Ün diğeri de Hüseyin Tokatlıoğlu idi. 

Stajyerliğimiz 1968 yılında bitti ve bir yıl sonra 1969 yılı Nisan ayı itibariyle sanatçı kadrosu  verilerek göreve başladık. Bu dönem içerisinde gazetecilik YüksekOkuluna devam ederek 1970 yılında mezun olmuştum. Askerlik döneminde Tuzla Piyade Okulu 6 aylık döneminde (Erkan Sürmen ile birlikte olup bir THM Topluluğu  da oluşturarak talime gitmek yerine müzik çalışmaları yapıyorduk.) VE kur'a çekip Çorlu 'da yedek subaylığım sırasında sık sık İstanbul'a gelerek (yanılmıyorsam Lale Sinemasında) Adnan Ataman yönetimindeki mikrofon ve hoparlörün kullanılmadığı koroyu dinleme fırsatı buldum. 

1.ve 2.Kıbrıs Harekatında bir gece içinde  Çorlu'dan Meriç kıyılarına  intikal edip mevzilendik. Askerlik görevimi bitirdikten sonra  20 Temmuz 1974 yılında da  Kıbrıs Barış Harekatının 1.kutlama törenlerine  Girne' de katılmak üzere İzmir'den SERPİL Kaya ile birlikte TRT Kurumu tarafından görevlendirilmiştik. 

1971 Ocak ayında THM solisti Serpil KAYA İLE evlendik. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli konserlerde birlikte görev yaptık. 

2 evlat yetiştirdik. Oğlum Bahadır Kaya Ege Üniversitesi THM konservatuvarını bitirip öğretmenlik tayini çıkıncaya kadar İzmir Radyosunda (istisna akit li) tar sanatçısı olarak programlara katıldı.Kızım Bahar da  Tekstil mühendisi olarak devam etmekte. İzmir Radyosunda saz sanatçılığı görevimin yani sıra THM Kadınlar  Korosu Erkrkler Korosu ve Yurttan Sesler Korosu şefliği yaptım. Nota tashih kurulu-icra müdürü olarak görevlendirildim.

2010 yılına kadar TRT Kurumundaki görevime devam etmek yerine Serpil Kaya ile birlikte 2005 yılında emekli olduk. 

İzmir Konak Hisarönündeki tarihi Kızlarağası Hanında bir mekan kiralamıştım. Önce burada birkaç yağlı boya tablo yaptım. Sonra derlediğim ve notaya aldığım THM eserlerinin tümünü "Türk Halk Müziği Derlemeleri -Türküler Zeybekler-1" adı altında bir kitapta toplamaya karar verdim. 

271 tane THM derlemesini içeren kitabın basımı 2008 Haziranında tamamlanınca matbaadan çıktığı haliyle 20 kitaptan oluşan koliler halinde Ankara ,İstanbul, Erzurum ve İzmir Radyosundaki THM Halk müziği müdürlüklerine gönderdim. Faydalanmaları ve hatıra olması amacıyla sanatçılara verilmesi ricasıyla kargoladım. Fakat hiç kimseden kitabı aldığına dair bir not almış değilim. 

Halen derleme ve notalama çalışmalarına devam etmekteyim. 2. Kitap için de 150 adet daha nitaya aldığım derleme hazır durumda. Geleneksel müziğimizi tanıtmayı sevdirmeyi bildiklerimizi öğretmeyi Aziz Atatürk 'ünde dediği üzere "ulusun ince duygularını düşüncelerini anlatan yüksek deyişlerini söyleyişlerini toplamak..." görevini amaç edindim.